Murat Kurum’un açıklamalarından satır başları:
Çanakkale’de meydana gelen depremi yaşayan tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyorum. Biz bir deprem ülkesiyiz, deprem gerçeği ile yaşamak zorundayız. Depreme ilişkin tedbirlerimizi alarak yaşamalıyız. Deprem bugün terörle mücadele kadar önemli bir konudur. Biz de projelerimizi, hayallerimizi ortaya koyduğumuzda en önemli gündem maddemiz deprem. İstanbul’daki riskli bina stoğunu bir an önce eritmek istiyoruz, o nedenle 650 bin konutun dönüşümünü açıkladık.
Muhalefet, İstanbul’un deprem gerçeğiyle ilgili son 5 yılda hiçbir proje ortaya koyamadı. 650 bin konut İstanbul’da dönüştürülmemeli diye düşünen bir belediye başkanı şuanda var. Kentsel dönüşümün mahalle mahalle yapılması gerektiğini biz söylerken, bugünkü liyakatsiz belediye başkanı hiçbir şey yapmadı.
Reklam bütçesini deprem bütçesinden 2 katı harcamış bir yönetim var. Bu anlayıştan siz ne beklersiniz, bu anlayış zaten İstanbul’da deprem olsun ve insanlar bu riskli binalarda yaşasın demektir. Biz nüfusu arttırmadan yerinde konutları dönüştürelim diyoruz. Yapmak isteyeni de eleştiriyorlar, kaynak bulamazsınız diyorlar. Biz kaynak bulduk, asrın felaketinde 3 ayda 89 bin konutun inşası başladı. Nasıl bulduk kaynağı? İstenirse yapılır, siz vatandaşınız için dertli olursanız her şey yapılır.
“BABASININ MALI YA DAĞITACAK”
Biz kaynaklarımızı en iyi şekilde kullandık, TOKİ ile kaynak ürettik. Yapamamanın nedeni nedir biliyor musunuz? Kırklareli’nde CHP’li bir başkanın kendi ifadesi, “Beni aday olmamam için neler teklif ettiler, neler” diyor. Demişler ki “Biz sana İBB’den daire başkanlığı verelim”. Babasının malı ya dağıtacak.
Sen 2 günlük konsere 550 milyon harcamayı biliyorsun, Sancaktepe’deydim bugün otobüs yok, 550 milyona kaç tane otobüs alırsın. Sokakta köpek mi kovalar, diğer tarafta kızlarımız bir endişe içinde mi yürür. Biz gerekirse genç kızlarımızı alacağız evlerine bırakacağız. İnsanların sokak hayvanıyla alakalı endişesi olmaması lazım, insanlar yürürken o şehir için dertlenen tasalanan bir belediye başkanı olduğunu hissedecek. Metro yapacaksınız, otobüs sayısını artıracaksınız, yeni yatırım yapacaksınız. Yeni içme suyu kaynağı getireceksiniz. 1 litre su gelmemiş İstanbul’a şu 5 yılda. Sonra da bizim projeleri karalamak diz boyu. Eğer o Marmaray, Avrasya tünel, 3. Köprümüz, Kuzey Marmara Otoyolu yapılamasaydı neler olurdu İstanbul’da?
“İBB’NİN ÖZ GELİRİ YÜZDE 8’E DÜŞTÜ”
100 bin sosyal konut için 16 Nisan’da başvuruları alacağız. KİPTAŞ eliyle yarısı bizden 300 bin konut yapacağız. Biz 250 bin konutu dönüştüreceğiz. 58 milyar dolar tutarında. Şu anda İBB’nin 500 milyar dolardan fazla bütçesi var.
Bir tane örnek göstersinler, desinler ki “Siz Okmeydanı’nda kentsel dönüşüm yaptınız rantsal dönüşüm var.” Şimdi biz kaynağı nereden bulacağız, İstanbul’un kaynaklarını İstanbul’a harcayacağız. İBB’nin öz geliri var değil mi? Biz burayı devrettiğimizde öz gelirle merkezi bütçeden gelen gelirlere baktığımızda öz gelir yüzde 8’e düşmüş.
Biz İstanbul’da 100 bin konutu neden yapacağız, ben tüm sendikalara gittim. Memurların İstanbul’dan beklentileri var. Bu konutlar kentsel dönüşüm yapılan binalardaki insanlarımıza düşük kiralı olarak verilecek. Memurlarımızın ihtiyacı mı var? Onlara düşük kiralarla kiralayacağız ki dengeyi yakalayacağız.