Filistin Sağlık Bakanlığı’nın 27 Ocak Cumartesi gününden 2 Şubat Cuma gününe kadar geçen süreyi kapsayan kayıp rakamlarına göre İsrail ordusu, Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) soykırımı önleme kararından bu yana Gazze’de en az 874 Filistinliyi öldürdü ve en az bin 490 kişiyi yaraladı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun söylediğinin aksine, can kaybı “ikincil hasar” olarak göz ardı edilmemeli. Soykırım kararının ardından kaydedilen video klipleri ve haber raporları devam eden dehşetin altını çiziyor.
SOYKIRIM KARARINDAN BU YANA GAZZE’DE YAŞANANLAR
Geçtiğimiz hafta Kuzey Gazze’deki bir okulda kelepçelenmiş ve gözleri bağlanmış şekilde infaz edilmiş 30 ceset bulundu.
Gazze’de 6 yaşındaki bir kız çocuğunun, İsrail güçlerinin içinde bulunduğu arabanın içinde ailesini vurup öldürmesini izlediği bildirildi. Görünüşe göre hayatta kaldı, ancak şu anda nerede olduğu bilinmiyor.
Salı günü sağlık personeli kılığına giren İsrail askerleri Batı Şeria’daki bir hastaneyi işgal etti ve üç Filistinliyi “başlarından” vurarak infaz etti.
İçlerinden biri İsrail insansız hava aracından gelen füze parçaları nedeniyle felç olduğu için yaklaşık dört aydır hastanedeydi.
UNICEF’in en büyük endişesi tahmini 19 bin çocuğun yetim kalması veya kendilerine bakacak bir yetişkin olmadan yalnız yaşamak zorunda kalması.
ABD İSRAİL’E DESTEK OLMAYA DEVAM EDİYOR
Bu haftanın başlarında bir federal mahkeme, İsrail’in soykırım yapıyor olabileceği yönündeki UAD tespitini doğruladı ve Biden yönetimini savaşta İsrail’e sağladığı koşulsuz desteği gözden geçirmesi konusunda uyardı.
UAD soykırım kararını açıkladıktan birkaç saat sonra İsrail, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) 30 bin çalışanından 12’sinin Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısına karıştığını iddia etti.
ABD derhal Gazze’deki en büyük insani yardım sağlayıcısı olan UNRWA’nın finansmanını askıya alarak diğer birçok ülkenin de aynı şeyi yapmasına yol açtı.
ABD’nin doğrulanmamış iddialara dayanarak finansmanı durdurma kararı ile ciddi soykırım iddialarına rağmen İsrail’e sağladığı askeri finansmanı yeniden değerlendirme konusundaki isteksizliği arasındaki fark çok açık.
